Zürih’te gezilecek yerler


1351 yılında konfederasyona katılan bu Zürih, bugün 400.000 kişilik nüfusuyla İsviçre’nin ekonomik ve kültürel merkezi olmakla kalmayıp, aynı zamanda Zürih kantonunun da başkentidir.

Ayrıca; günümüzde dünya ve Avrupa bankacılık sektörünün de merkezi olan Zürih,  özellikle içinde ve çevresinde sahip olduğu doğal güzellikleriyle dikkat çeker. İsviçre’nin en kozmopolit şehri olmasına rağmen yaşayan ve buraya gelen herkese keyif veren Zürih,  gezilmesi ve görülmesi gereken bir şehirdir.

Zürih gezi rehberi

İsmini aldığı gölün kenarında kurulan Zürih, tarihi merkezi Limmat Nehri tarafından ortadan ikiye ayrılır. Doğu yakasında kafeteryaların ve restoranların olduğu Niederdorf semti, batı yakasında ise hem dünyanın hem de İsviçre’nin en şık ve pahalı alış veriş caddelerinden biri olan  1.5km.uzunluğundaki Bahnhostrasse bulunur. Burası aynı zamanda bankalar caddesidir. Limmat Nehri üzerindeki Münster Köprüsünden geçtiğinizde karşınıza gelen ilk yapı Fransız ressam Marc Chagall’ın tasarımlarını yaptığı vitraylarla ünlü Fraumünster Katedrali ve biraz ilerisinde aynı zamanda Zürih’in amblemi olan iki tane çan kulesiyle beraber Grossmünster Katedrali bulunmaktadır. Burada butikler, antika mağazaları ve el yapımı çikolataların satıldığı birçok dükkan vardır. Aynı zamanda Zürih’in en eski kilisesi olan 13. asırda yapılan St.Peterskirche ve çapı yaklaşık 10m. civarında olan dünyanın en büyük saatlerinden biri de yer alır. Zürih’te alışveriş için iki yer tavsiye ederim; ilki Bahnhostrasse’deki Jelmoli ve Globus isimli iki mağaza (bu arada ünlü mücevher ve saat mağazaları Bucherer ve Beyer de aynı caddedir) diğer yer ise her çeşit mağazanın bulunduğu Langstrasse’dir.

Zürih’te Lindenhof Parkına (merdivenleri biraz dik de olsa) gidip, yukarıdan Limmat Nehri’ni görmenizi, Botanik Bahçesini (eğer ilginiz dahilinde ise) mutlaka Zürih Gölünü çevreleyen parklarda ve yürüyüş yollarında gezmenizi öneririm.

Bir rehber olarak size özellikle tavsiyem; mutlaka Bürkiplatz limanına gidip oradan kalkan bir tekne ile Zürih Gölü üzerinde tur yapıp karşı kıyıdaki muhteşem bir ortaçağ kasabası olan Rapperswil’e gidip gelmek olacaktır. Bu tur esnasında yemyeşil bir manzara ve Alp Dağları’nın muhteşem görüntüsünün sizlere eşlik edeceğini ve gölün sağ tarafında kalan “Altın Kumsal” diye adlandırılan şehrin en zengin banliyölerini görebileceğinizi hatırlatmak isterim. Yemek konusuna gelince Zürih kendine has bir mutfağı olan, yemeklerinde süt ve süt ürünleri kullanılarak yapılan çok lezzetli yemeklere sahiptir. Buraya gelip de “Fondue” yenilmeden asla dönülmez. Özellikle eritilmiş iki çeşit peynirden yapılan “kasefondue” içinde beyaz şarap ile bol kiraz likörünü karıştırıp eritilen peynirin olduğu tencereye uzun fondü çatallarla ekmeği batırarak yenileni ve dana eti ile eritilmiş peynirden yapılanları deneyin derim. Unutmayın hangi mevsimde giderseniz gidin Zürih’te bulunmaktan daima zevk alırsınız.