Kuşadası gezilecek yerler?


Kuşadası gezilecek yerleri sizler için kaleme aldık. Kuşadası Türkiye’nin Aydın iline bağlı bir ilçedir. Ege’nin turizm merkezi Aydın’ın kuzey batısında bulunan Kuşadası, Aydın il merkezine 71 km, İzmir il merkezine 95 km mesafede bulunmaktadır. 264 kilometre kare alana sahip olan Kuşadası, Türkiye’nin ilk turizm kentlerinden biridir. Turizm geçmişinin 1960’lara dayandığı bilinmektedir. ilk kruvaziyer gemi turizmi de Kuşadası’nda başlamıştır. Harika plajları ve doğal güzellikleri, hizmet anlayışı gelişmiş tesisleri ile dikkat çeken bir güzelliğe sahiptir. Akdeniz iklim özellikleri ve Ege’nin güzelliklerini içinde barındıran Kuşadası’nda dillere destan bir tatil sizi bekliyor. Peki Kuşadası’nda neler yapılır? Kuşadası gezilecek yerler neler? İşte şimdi bu güzel coğrafyayı mercek altına alalım…


Kuşadası gezilecek yerler


Tarihi, doğası, plajları ve harika görülecek yerleri ile Kuşadası tatilcilerin radarında olan bir turizmin başkentidir. Güvercinada mutlaka görülmesi gereken yerler arasında üst sıralarda. Aydın’ın Selçuk ilçesinde yer alana Efes Antik Kenti, Meryem Ana Evi, Kuşadası yakınlarında görebileceğiniz yerlerden. Yine Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı, Zeus Mağarası, Kadınlar Plajı, Davutlar Köyü, Şirince Köyü, Bafa Gölü, Kaleiçi Camii, Doğan Bey Köyü görülecek yerlerden bazıları.


Kuşadası Milli Parkı


Kuşadası ve Söke ilçeleri arasında yer alan ve 1966 yılında kurulan Kuşadası Milli Parkı 209 kuş türüne ev sahipliği yapıyor.Tepeli Pelikan’ın en önemli kuluçkalama alanlarından birisi burada. Dünyaca ünlü nesli tehlike altında olan Cüce Karabatak da Milli Park’da barınmaktadır. 27 bin 675 metrekare alana kurulu olan ve Kuşadası merkeze yaklaşık 30 km uzaklıktaki milli park turistlerin ilgi odağı haline gelmiş durumda.


Biyolojik çeşitlilik özellikle tabiat fotoğrafçılarının ilgisini çekiyor. Milli Park’ın kuzey kesimi bitki örtüsü çeşitliliği açısından zengindir. Türkiye’de birkaç yerde bulunan kartopunun ve Finike ardıcının küçük bir topluluk meydana getirdiği, pırnal meşesi ve dallı servilerin yetiştiği tek yerdir.Büyük Menderes Deltası deniz kaplumbağalarından foklara kadar birçok hayvan türünün yaşam merkezi konumunda.


Güvercinada


Kuşadası denildiği zaman akla gelen ilk isimlerden biri. Hacıfeyzullah Mahallesi’nde bulunan Güvercinada Kalesi, Kuşadası Körfezi’nin ağzında limanı koruyan bir konumda yapılmıştır. Bizans döneminde askeri üs olarak kullanılan ve daha sonra Osmanlı zamanında restore edilen bu küçük ada 1957 yılında ana karaya yol yapılarak bağlanmış. Özellikle tarihte Mora isyanı sırasında diğer adalardan gelecek saldırılara karşı karakol olarak kullanılmış.Kale ışıklandırılarak turizme kazandırılmıştır. Bir dönem içinde restoran ve cafe’ler yer alırken bugün farklı amaçlarla toplantı ve etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Adanın etrafı  3 metre surlarla çevrili. Pek çok kuş türü barınan adada gün batımını izleyebilirsiniz. Kuşadası sahilden özellikle akşam saatleri harika bir görüntüsü var. Ada üzerindeki kale Barbaros Hayrettin Paşa zamanında, surları ise İlyas Ağa tarafından yaptırılmıştır.


Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı


1618 yılında Sadrazam Öküz Mehmet Paşa tarafından yaptırılan kervansaray (kurşunlu han) Kuşadası İskelesi’ne yürüme mesafesinde yer alıyor. İki katlı avlulu bir yapı olan kervansarayın avlu ve çevresindeki her iki katta da revak ve odalar bulunmakta. I. Ahmet dönemi sadrazamlarından olan Mehmet Paşa’nın Öküz lakabı öküz nalbandı olan babasından geliyor. Sadrazam Öküz Mehmet Paşa tarafından yaptırılan kervansaray yüksek taş duvarlar ile çevrilidir. Bu kervansaray Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesin’de de ayrıntılı anlatılmaktadır. Bugün turistik tesis olarak hizmet vermektedir.


Kale İçi Camii


Öküz Mehmet Paşa tarafından 17. yy’da kaleiçi hamamı kervansaray ile beraber yaptırılmıştır. Muğla Sancak Beyi İlyas Ağa da, bu camiye ilave olarak, bir kitaplık inşaası için gereken yardımı yapmış ve burayı İslami eserlerle donatarak halkın hizmetine açmıştır. Kuşadası’nda Kale İçi Camii yanı sıra 1658 yılında yapılan Hanım Camii, Hacı İbrahim Camii, 1650 yılında tapılan Türkmen Camii ve Camiiatik Camii bölgenin geçmişi olan camileridir.


Kadınlar Plajı


Kuşadası plajları ile meşhur bir sahil kenti. Mavi denizi ve kumlu plajı ile Mavi Bayrak ödülü de olan Kuşadası’nın incisi Kadınlar Plajı şehir merkezine 3 kilometre uzaklıkta. Kumsalı 1 km uzunluğunda olan Kadınlar Plajı’na giriş ücretsiz. Osmanlı Döneminde sadece kadınlar tarafından kullanıldığı için bu ismi almış. Kadınlar Plajı dışında Yılan Burnu Plajı, Kuşadası Sevgi Plajı gidilecek diğer plajlar arasında. Kuşadası Güzelçamlı Milli Parkı Koyları da denize girebileceğiniz noktalar arasında.


Davutlar


Davutlar bölgesi de yeşili ve mavisiyle tatilseverlerin dikkatini çeken bir bölge. Kuşadasına yaklaşık 20 km uzaklıktaki bu yerleşim yerine yazlıkçılar büyük ilgi gösteriyor. Bölgedeki doğal park alanı içinde denize girebilir kumsal ve etrafında yürüyüş yapabilirsiniz. Bölgede konaklama seçenekleri de mevcut.


Roma Hamamı


İyonya ve Roma döneminde kullanılan ve şifa dağıtıcı özelliği ile bilinen Roma Hamamı ılıca sularının üzerinde bulunmaktadır. Efes’in en popüler dönemlerinde deri hastalıklarının tedavisi için hamam kullanılmış.


Kurşunlu Manastır


Davutlar mevkiine yakın bir noktada bulunan Kurşunlu Manastır, Bizans mimari örnekleri arasındadır. Denizden 600 metre yükseklikte yer alan manastır saldırılara karşı korunma amacıyla bu kadar uzak bir yere yapılmıştır. Eğitim amaçlı kullanılan manastır ayrıca Efes antik kentine de yakındır.


Andız Kulesi


Aydın yolu üzerinde Pilav Dağı eteklerinde yer alan Andız Kulesi Helenistik dönemden günümüze kalan bir yapı olduğu kaynaklarda yer almaktadır. Gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Andız Kulesi’ne yakın civarda Türkmenlerin yaşadığı Ece Köy bulunmaktadır.


Efes Antik Kenti


Doğu ile Batı arasında köprü olan Efes, tarihte önemli bir liman kentidir. İzmir’in Selçuk İlçesi sınırları içinde yer alır. Kuşadası’na 20 km uzaklıktadır. Yerli ve yabancı turistlerin mutlaka gezilecek yerler listesinde bulunmaktadır. Kuruluşu M.Ö. 6.000 yıllarına kadar dayanır. Hellenistik ve Roma dönemlerinin en parlak yerlerinden biri olan Efes, en büyük liman kenti olarak o dönemde 200 bin kişilik nüfusa sahiptir.


Bu özellikleri Efes’in, çağının en önemli politik ve ticaret merkezi olarak gelişmesini ve Roma Devrinde Asya eyaletinin başkenti olmasını sağlamıştır. Antik Çağ’ın en parlak şehri olan Efes’te bulunan Artemis Tapınağı dünyanın yedi harikasından birisi olarak kabul edilir. Efes Antik Kent yapıları arasında Celcus Kütüphanesi, Büyük Tiyatro, Hamam, Meryem Kilisesi, Stadyum Caddesi, Traian Çeşmesi, Varius Hamamları, Hadrianus Tapınağı, Mermer Cadde, Yedi Uyuyanlar, Ayasuluk Kalesi, İsa Bey Camii, Mazeus gezilecek yerlerden sadece bazılarıdır.


Meryem Ana Evi


İlçe merkezine 9 km uzaklıkta bulunan Meryem Ana Evi, Bülbül Dağı’nda yer almaktadır. Evin gerçekten Meryem Ana’ya ait olup olmadığı bilinmiyor. Ancak Hristiyanlar tarafından kutsal hac yeri olarak kabul edilen evde Meryem Ana’nın son günlerini geçirdiğine inanılır. Efes Antik Kentine tepeden bakan eve Efes kentinin üst kapısından yürüyerek ulaşılabilmektedir. Meryem Ana ören yerinde bir de küçük Bizans Kilisesi yer almaktadır.


Kuşadası’nın tarihi


Kuşadası’nın İyonyalılar tarafından kurulduğu Yılan Burnu olarak biline bölgede ilk yerleşim alanın olduğu bilinmektedir. İlk çağdaki ismi Neopolis olan Kuşadası, Bizanslılar döneminde Venedik ve Cenevizli denizcilerin kontrolünde bir liman kent olmuş. Kuşadası, ortaçağda korsanlar tarafından kullanılan bir liman kent pozisyonundaymış. Andızkule mevkiindeki bulunan liman merkezi daha sonra bugünkü yerine Yeni İskele adıyla taşınmıştır. Kuşadası’nın adını verdiği Kuşadası Körfezi ve yakın çevresi, sanat ve kültür merkezleri olarak tanınmakta ve antik çağdan bu yana birçok uygarlığa evsahipliği yapmıştır.


Özellikle Gediz nehri ve Büyük Menderes Irmağı arasında kalan bölgede aktif olan İonlar bu bölgenin hakimi olmuş deniz ticaretiyle uğraşmışlar ve koloniler kurmuşlardır. M.Ö. 2. yy.da Romalılar bölgeye hakim olmuşlardır. Hristiyanlığın ilk yıllarında, Meryem Ana’nın ve havarilerinden St.Jean’ın Efes’e gelip yerleşmesiyle burası bir dini merkez haline gelmiştir. Miletos da Hristyanlık çağında Piskoposluk merkezi konumundadır. Bölge M.Ö 6. Yüzyıl’da Pers hakimiyeti ve ve daha sonra Büyük İskender’in egemenliğine geçmiş. Yunan hakimiyetindeki Helenistik Dönem bölgenin Anadolu medeniyetleri ile harmanlanıp bugüne kadar gelmesini sağlayan bir sentez yaratmış. Bilim, sanat, kültür anlayışı bu dönemde gelişmiş. Efes, Milet, Priene ve Didim bu devrin meşhur kentleri olmuş.


Bölgede Türk egemenliği I. Yüzyılda Selçuklular zamanında başlamış ve yöre özellikle doğudan gelen kervan yolları ve ticaret bölgelerinin kapısı haline gelmiş; Ancak Haçlı seferleri sonrası hakimiyet yeniden Bizanslılara geçmiş.  Bir süre beylikler hakimiyetindeki Anadolu’da Kuşadası bölgesi sırasıyla Menteşoğulları ve Aydınoğulları’nın eline geçmiş. 15. Yüzyılda Osmanlıların bölgeyi tamamen ele geçirmesi ile yeniden Türk hakimiyetine girmiş.


Bizanslılar için önemli bir savunma adası konumunda olan Güvercinada, 1834 yılında revizyona uğramış ve ünlü kale yapılmıştır. ‘Kuşadası’ ismi işte bu kaleden geliyor. Kuşadası, Kurtuluş Savaşı’nda önce İtalya’nın, ardından Yunanistan’ın işgaline girmiş ve 7 Eylül 1922′de düşman işgalinden kurtulmuştur.